Çağdaş Türk Edebiyatının Usta Şairlerinden Küçük İskender Hayatını Kaybetti

Türk Edebiyatı’na farklı bir ivme kazandıran, Küçük İskender adıyla bilinen Derman İskender Över 55 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Geçen yıl kanser teşhisi konulan ve Paşabahçe Devlet Hastanesi’nde yoğun bakımda tedavisi süren Küçük İskender gece saatlerinde hastalığa karşı verdiği mücadeleyi kaybetti. Gerçek adı Derman İskender Över olan 55 yaşındaki şairin ölümü, sanat camiası ve hayranlarını yasa boğdu. Küçük İskender en son İkinci Waliz adlı şiir-metin-günlük kitabıyla okurla buluşmuştu. Yaşamı boyunca çok sayıda kitap yazan ünlü şair, yazdığı şiirlerle pek çok ödüle de layık görülmüştü.
Henüz cenazesiyle ilgili ayrıntılar ortaya çıkmamış olsa da sosyal medyada paylaşılan görüntülerinde Küçük İskender adeta vasiyetini açıklamıştı: “Benim öldüğümü duydukları gün dansa gitsinler. Bir gün önce dansa gidenler de çok özledikleri sevgililerini arasınlar. Arayanlar varsa parti versinler. O gece. Çok eğlensinler. Ben öldüm diye eğlenmesinler. Böyle bir adam yaşadı diye eğlensinler”
İşte şiir, roman, deneme, günlük gibi pek çok edebi türde eserler veren Küçük İskender.
Derman İskender Över 1964 yılında İstanbul’da doğdu.

Kabataş Erkek Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne girdi, son sınıfında okulu bıraktı. Ardından İstanbul Üniversitesi sosyoloji bölümüne girdi, 3 yıl sonra bıraktı.
1980’li yıllardan başlayarak günümüze kadar çeşitli dergilerde şiirler, eleştiriler, denemeler yazdı.

İlk şiiri Milliyet Genç Sanat Dergisi’nde, İskender Över ismiyle çıktı. Profesyonel olarak 1985’te Adam Sanat Dergisinde şiirleri yayımlanmaya başladı.
İtalya’da düzenlenen Avrupalı Genç Şairler Yarışması’nda ilk ona girdi

Kimi çıkan antololojilerde şiirleri basıldı. Kanada’da çıkan Descant adlı edebiyat dergisinin Türkiye özel sayısında, ABD’de ise Murat Nemet Nejat’ın ‘eda’ kavramında yoğunlaştığı Türk şairleri antolojisinde kendine yer buldu. İtalya’da düzenlenen Avrupalı Genç Şairler Yarışması’nda (La Giovane Poseia D’europa Nel 1999) ilk ona girdi ve şiirleri bu şairlerle kitaplaştırıldı.
2000 yılında Orhon Murat Arıburnu Ödülleri’nde Bir Çift Siyah Deri Eldiven adlı şiir kitabıyla birincilik aldı.

2001 yılında Almanya’da, 2002 yılında Hollanda’da çeşitli şehirlerdeki etkinliklerde, 2005’te Avusturya’da, 2007’de Makedonya’da, 2008’de İsveç’te konuşmacı olarak ve şiir performanslarıyla kendini dile getirdi.
2003 yılında Berlin’de düzenlenen İlk Türk Eşcinseller Kongresi’nde bu konudaki bildirisini okudu.

2004’te NewYork’ta ve Kuzey Coralania’da üniversitelerde konuşma yaptı ve tek kişilik okuma gecelerine konuk oldu. 2006’da İskender’i Ben Öldürmedim adlı şiir kitabıyla Melih Cevdet Anday Şiir Ödülü’nü kazandı.
Şiirlerinde pornografiye ve argoya açılarak alt-kültür dilini rahatça kullanması, imgelemi öne çıkaran akıcı ve hırçın üslubuyla dikkatleri çekti.

Sınırsız çağrışımlara ve zengin bir imgeleme dayalı şiirlerinde sözcük oyunlarına ağırlık vermesi ile yer yer Can Yücel ya da Cemal Süreya şiirinden etkiler gözlense de kozmopolit bir dünyanın, kaotik bir yapının, ironik ve simgesel bir dilin şairi olarak belirdi.
Sanatçının hayatını kaybetmesinin ardından sevenleri sosyal medyada duygularını dile getirdi.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
Küçük İskender’in şiirlerinden bazıları…

Alpha
Nehirlere karışan zehirli atıklar gibi
ağır ağır akarak kanıma karışmakta
yokluğun!
Hiç sormadım, neydi başka elbiseler içinde bulduğun
aynı askıyla dolaba kaldırılan iki güzel yelektik biz
güveye benzer bir şey oldu suskunluğun!.. anladım ki:
aşk naftalinlenmiyormuş meğer, eğer kanıtlanmıyorsa suçun!
Alp’in Defteri

bir organ nakli gibi sevmiştim seni
çürük gözlerine bağışlanan ellerim
yırtık dudaklarına bağışlanan şiirlerim
darmadağın kadınların darmadağın ettiği erkekler gibi
çok tehlikeli bir sırrı saklar gibi sevmiştim seni!
çok eskimiş bir aşkın hatırlanması
sevgilinin resmi karşısında çocuksu bir iç kanaması
aslında işin açıkçası
rüzgarın fırtınaya dönüşmesi gibi
fırtınanın camı çerçeveyi indirmesi gibi
hayatına yönelik bombalı bir saldırı gibi
geriye çekilirken herkesi öldürmek gibi sevmiştim seni!
ruhum kan kaybederken nasıl tutarım seni şimdi bir deniz gibi!
neticesi olmayan herhangi bir sebep gibi
ortalık yerde durup dururken sevmiştim seni!
atlara kalırsa çoktan kaybettik savaşı!
mızraklar kırıldı, kalkanlar delindi, ganimetler paylaşıldı!
kasaba meydanında birbirini dövmekten yorulan iki kovboy gibi
bir tabancayla tetiği gibi
bir tabancanın kabzasıyla ibiği gibi
kendisinden farklı, kendisinden ayrı
bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi
aynı bedene sıkılacak iki el kurşun gibi
katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşta sevmiştim seni!
Azılı Aşklar Şatosu

bir tek sana tembih ettim saadeti
hiç bir şey hatıra değil aslında
kaynayan sular gibi bakardın ya bana
donan sular gibi gülerdin ya
bütün büyük sular korkutuyor şimdi beni
bir tek sana tembih ettim saadeti
hiç bir şey ihanet değil aslında
kararan havalar gibi dokunurdun ya bana
bozan havalar gibi şevişirdin ya
bütün güzel havalar ağlatıyor şimdi beni
İstediğin Gibi Yaptım Artık Kalbim Yok

artık kalbim yok ağladığımda sana
düşündüğümde seni artık kalbim yok
seni anlatırken birilerine,atmıyor kalbim
atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Küçük bir velede verdim onu,oyuncak niyetine
fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak köpeğine
suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
ve bekledim batmasını
bekledim batmasını yanan bir gemi
nasıl ağlayarak denize dökülürse
İstediğin gibi yaptım;artık kalbim yok!
Artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
özlediğimde seni
arta kalmış bir kalbim yok!
YOK!
Matematik

Köpeğin havladığı spiral
dönerek düşüyor üstüne
simsiyah bir kristal harın
Son kez öpüşüyorlar elleriyle
dumanı yararak ilerliyor
kan kantosu
müzik kesilince duruyor su
Ben Ölürsem

ben ölürsem karakutumu bulamayacaklar
ne bir ask zarafeti
ne bir hayal tabiri.. küçücük ömrüm
hep rüzgar gülleri kokacak !
bir sinek cenazesinden dönmüşüm de sanki
ağzım burnum kanyak
denizden yeni çıkartmışlar yağmurun ölüsünü
mevsimlerden napalm günlerden ilkbahar
hummalı sabrımın glayöllü dağ köyleri
sana hasret şakımak mı yakışacak
çok arayacak çocukluğum esas sırrını
benim yüzüm bir kedi amipidir
ben ölürsem o kendiliğinden çoğalacak !
ben ölürsem karakutumu bulamayacaklar
ne bir buz yorgunluğu
ne bir sinema perdesi yırtık.. küçücük kabrim
bir çocuk kalbi gibi haylaz olacak !
Aşka Dair

aşk, biraz aşağılanmıştır
kadın terzilerin neresinden baksam
irtifa kaybeder hücum ve şiddet
geri sayım: dört-üç-iki-bir-sıfır
patlar yükselir gider ağzım!
ağzım bana lazım
diye bağırır parmak çocuk
çocuk parklarında salıncaklar hızlanır
kaydıraklar ağlar
bir kadeh rakı dökülür üstüne ömrümün
alkolik annem geceden özür diler
neden sevgi
onca derbeder ve serseri
bir şık bıçak darbesiyle
yarar karanlığı
yürür giderim orda ileri geri
orda aşk
küçülür.. küçülür..
küçülür biter en güçlü sesiyle!
İlginizi çekebilecek diğer içerikler
- Türk Edebiyatının En Önemli İsimlerinden Cemal Süreya’nın Kısa Hayat Hikayesi
- Rus Edebiyatından Mutlaka Okumanız Gereken 20 Başyapıt
- Araştırmacı Gazeteci Uğur Mumcu Suikastının Üzerinden Tam 26 Yıl Geçti
- Editör Eleştirmen ve Yazar Oylarıyla Belirlenen 2018’in En İyi 25 Romanı
- Batı’nın Son Şairi T. S. Elliot’tan Ruhunuza Hitap Edecek 23 Etkileyici Söz