Doğumunda Başlayan Zorlu Hayat Hikayesini Kendi İstediği Şekilde Yazan Adam: Andrea Bocelli

Alessandro ve Edi çiftinin, yıllardır bekledikleri çocuklarının elleri, bacakları veya gözleri olmayı kabul etmesiyle doğan büyülü ses Andrea Bocelli.
Herkes hayat hikayesini kendisi yazar. Kimi zaman ailesinden, arkadaşlarından, sevdiklerinden destek görerek, kimi zaman tek başına tüm zorluklara direnerek. Dünyaca ünlü tenor Andrea Bocelli’nin hayat hikayesinde ise bunların hepsi mevcut. Daha ana rahminde başlayan zorlu hayat mücadelesini, hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmadığı bir masala dönüştüren Bocelli’nin hikayesini Twitter kullanıcısı Cem Türktekin yazdı, Biacaip olarak sizler için derledik.
İtalya’nın kuzeyindeki küçük çiftliklerinde şarap üretimi yapan Alessandro ve Edi çifti, uzun süredir bekledikleri güzel haberi 1958 yılında alırlar, Edi, hamiledir.

Ancak gebeliğinin 4. ayında büyük bir sancıyla hastaneye kaldırılan Edi’ye apandisit iltihabı teşhisi konulur ve yan etkileri hayli fazla olan güçlü antibiyotikler uygulanır.
Yaklaşık 1 ay sonra Edi hastaneden taburcu edilse de yıllardır bekledikleri bebekleri için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Birçok doktor tarafından muayene edilen Edi’nin aldığı kahreden cevap değişmez; bebekleri engelli olarak dünyaya gelecektir. Belki kolları ya da bacakları işlevsiz olacaktır, belki de gözleri ya da kulakları.
İtalya’nın koyu Katolik bir ülke olmasından ötürü kürtaj 1978 yılında ancak yasal zemin bulabilmiştir, bu nedenle 1958 yılında kürtaj illegaldir.

Ancak ceninin durumu öylesine vahimdir ki katı İtalyan yasaları bile kürtaj için aileye serbesti tanımaktadır. Doktorların aileye kürtaj tavsiyesinde bulunmasına karşın bu duruma direnir Alessandro ve Edi çifti. Yıllardır bekledikleri çocuklarının olmayan elleri, bacakları, gözleri ya da kulakları olmayı kabul eder ve bu tavsiyeyi reddederler.
1958 Yılının Eylül ayında büyük bir cefaya hazır olarak bekledikleri bebeklerini kucaklarına alırlar.

Andrea ismini verdikleri bebeğin gözlerinden biri tamamen işlevsizdir, diğeri ise ancak %20 kapasite ile görebilmektedir. Buna rağmen risk altındadır küçük Andrea. En ufak travmada güçlükle görebilen gözünün de kapanacağı uyarısı yapılır doktorlar tarafından. Aslında beklenen bir akıbettir bu, zira Andrea’nın göz damarları daha annesinin rahmindeyken fazlasıyla yıpranmıştır.

12 Yaşına geldiğinde beklenen son gerçekleşir ve arkadaşlarıyla futbol oynarken yaşanan küçük bir sarsıntı sonucu diğer gözünü de tamamen kaybeder.

Küçük Andrea artık tamamen görme engellidir. Bu tarihten itibaren çocuklarını olanca gücüyle destekleyen aile Andrea’nın Braille (kabartma) alfabesini öğrenmesini sağlar. Andrea 18 yaşına geldiğinde hukuk fakültesine girmeye hak kazanır ve parmaklarındaki dokunma yetisiyle binlerce sayfalık kitapları okumayı başarır.

İlerleyen yıllarda bir süre avukatlık da yapan Andrea’nın asıl yeteneği ise bundan farklıdır.

Babası Alessandro tarafından 8 yaşından itibaren çok büyük bir özveriyle müzik eğitimi alması sağlanan Andrea görmeyen gözlerine rağmen birçok enstrümanı kullanma yetisi kazanır.
1992 Yılında tesadüf eseri yollarının kesiştiği ünlü tenor Pavarotti’yi kendisine hayran bırakacak kadar iyi bir müzisyen olduğu ortaya çıkar.

Celine Dion o’nun için “Eğer Tanrı insan suretine bürünse sesi kesinlikle Andrea’nınki gibi olurdu” der.
Luciano Pavarotti ve Andrea Bocelli – Notte ‘e piscatore
Henüz annesinin rahminde çok büyük bir sınavla karşılaşan ancak pes etmeyerek inanılmaz engeller aşan bu kişi şu an dünyanın en büyük 5 tenorundan biri olan Andrea Bocelli’dir.

Uluslararası şöhret kazanmasını sağlayan “Con te Partiro (veda etme zamanı)” isimli bestesi Avrupa ve Amerika listelerinde aylarca liste başı kaldıktan sonra Sarah Brightman’la yaptığı Time to Say Good Bye düet versiyonu dünya genelinde yaklaşık 15 milyon adet sattı.
Sarah Brightman & Andrea Bocelli – Time to Say Goodbye (1997)
Hayat hikayesiyle Avrupa’daki kürtaj karşıtı kampanyaların en büyük ilham kaynağı olan Andrea Bocelli’nin bugüne dek yaptığı 2 evlilikten dünyaya gelen 3 çocuğu bulunuyor.

Hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmadığı hayat hikayesinin en büyük motivasyon kaynağı ise çocukluğunda olduğu gibi müzik ve tabii ki bugünlere gelmesinde emekleri tartışılmaz olan annesi ile babası.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler
- 14 Yıldır Bir Adada Tek Başına Yaşayan Türk Robinson Crusoe: Ziya Abay
- İran’da, Kadın Şarkıcılar Kendi Albümlerinin Kapaklarından Silindi
- Kendisine ‘Satanist’ Diyenlere İnat Gönüllü Komando Olarak Askere Gidip Şehit Düşen Müzisyen Ümit Yılbar