Kendini umutlu bir karamsar diye nitelendiren Russell, içine kapalı, hırçın bir filozof değildir. Esasen son derece eğlenceli bir karakteri vardır.
Mantık ve matematik alanında çığır açan çalışmalara imza atan Bertrand Russell, Alfred North Whitehead ile birlikte “Principia Mathematica” adlı ünlü matematik kitabını yazmıştır. Daha sonra matematiksel mantık alanındaki çalışmalarını felsefe alanına yansıtmış ve bu çerçeve içinde “mantıksal atomculuk” öğretisini geliştirmiştir.

Bertrand Russell, matematikçiliğinden gelen sağlam düşünme yöntemiyle, açık, aydınlık ve tanımlama gücü olan bir anlatım biçimiyle, sorunların çözümlenmesinde akılcı yöntemi kullanır, politikadan ahlaka kadar her alanda reformist bir tutum benimser. Onun dünya görüşü, hümanizm ve felsefi maddecilikten oluşur. Bu iki öge, onun din ve ahlak alanındaki dogmalara karşı çıkışını da açıklar.
Kendini umutlu bir karamsar diye nitelendiren Bertrand Russell, içine kapalı, hırçın bir filozof değildir. Esasen son derece eğlenceli bir karakteri vardır ve güncel sorunlara eğilmekten hep zevk duymuştur. Yazılarında yer yer İngiliz mizahının örneklerine rastlanabilir. Bu özellikleri dışında Russell’ın kendisine gönderilen her mektuba yanıt verdiği bilinmektedir. Hayatının ne denli yoğun geçtiği dikkate alınırsa bu yaptığının saygı duyulması gereken büyük bir çaba olduğu daha iyi anlaşılabilir.

1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Russell 2 Şubat 1970’te 98 yaşında aramızdan ayrılmıştır. Bilime ve felsefeye adanan bir ömür içerisinde Russell hayata dair çıkarımlarıyla da insanlığa ışık tutmuştur. Sizler için Bertrand Russell’ın hayatın akışına yön veren sözlerinden bazılarını derledik.
1. Bir uçurumun kenarında yürürken düşme şansınız, korktuğunuz kadar artar.

2. Düşüncelerim için ölmeyi göze almam, çünkü yanılıyor olabilirim.

3. Ne yazık ki çoğu insan daha önce mutlu olduğunu ancak mutsuzluğa düştüğü zaman anlıyor.

4. Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir.

5. İnsanlar yavaş yavaş şunun farkına varacaklardır ki, kurumları haksızlık ve nefret temeline dayanan bir dünya, mutluluğu yaratma olasılığı en büyük dünya olamaz.

6. Hayat, kurban değil suçlu olmak için verilen bir mücadeledir.

7. İnsanların düşünceleri çoğunlukla kendilerini huzurlu kılacak tarzda kurulmuştur. Çoğu insan için doğruluk ikincil bir öneme sahiptir.

8. İnsanlar bilgisiz doğar aptal değil, sadece eğitilerek aptal olurlar.

9. Bugünlerde takdir ve saygı, zengin görünen insanlara karşı duyulmaktadır. İnsanların zengin olmak istemelerinin başlıca nedeni budur.

10. Ne kadar az bilirseniz, onu o kadar şiddetle savunursunuz.

11. Kendi refahımızı, herkesin refahının güvence altına alınmasının dışında bir yolla güvence altına alamayız. Kendinizin mutlu olmasını diliyorsanız, başkalarının da mutlu olmasına rıza göstermek zorundasınız.

12. Doğru olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmayan bir önermeye inanmak sakıncalıdır.

13. Çağımızın en büyük sorunu; akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendinden emin olması.

14. Önyargının ve zalimliğin asıl kaynağı korkudur. Korkunun üstesinden gelmek bilgeliğin ilk adımıdır.

15. Bizim eğitim sistemimiz okuyabilen, ancak çoğunlukla olayları değerlendirmeyi ve bağımsız bir görüş edinmeyi beceremeyen gençler yetiştirir.

16. Ateşli bir şekilde savunulan görüşler asla iyi bir temele dayanmayan görüşlerdir.

17. Mutlu bir hayat için, belirli derecede can sıkıntısına dayanabilmek şarttır.

18. Hiç kimseden, yaşamını başkası uğruna temelden değiştirmesini beklememeliyiz.

19. Hayvanca yaşamaktansa, insan olarak ölmeyi tercih etmemiz gerekir.

20. Aradığımız özgürlük başkalarına baskı yapma hakkı değil; istediğimiz gibi yaşamak, istediğimiz gibi düşünme hakkıdır, yeter ki eylemlerimiz başkalarının da aynı şeyi yapmasını engellemesin.
